1)Ne istediğinizi netleştirin.Bu adımı Kpss'ye uyarladığımızda muhtemelen şöyle birşey olacaktır:İlk atamalarda ...... kuruma atanabilmek.Bu istek için herhangi bir puan şartı ya da şu kadar net yapmam lazım gibi hesaplara girmeyin.Açık ve net,ilk atamalarda filan kuruma yerleşmek istiyorsunuz.(sizin için şehirde önemliyse onuda ekleyebilirsiniz)
2)isteğinizi netleştirdiniz.Peki siz netmisiniz?Yani istediğiniz şeyin olacağına dair içinizde bir tereddüt varmı?Varsa şayet bu tereddütleri yok etmelisiniz.Yani istediğinizi elde edeceğinize dair kuvvetli bir inanç geliştirmelisiniz.Buna,hedefinize giden yoldaki çer-çöpleri kaldırmakta diyebilirsiniz.Bunları kaldırmazsak bir tanesi ayağımza takılabilir ve bizi yolumuzdan alıkoyabilir.
Başaracağınıza dair bir inanç geliştirmek nasıl olacak peki?Herkesin iç dünyasında başarılı olamıyacağına dair bazı itirazlar yükselir.İçinizdeki felaket tellalıdır sanki bu.İşte bunun söylediklerine mantıklı cevaplar vererek susturmalısınız.Bazan mantık bile aramak gerekmez cevaplarda,inancınızı görünce söner gider o itirazlar.Eğer bu itirazlara kapılır giderseniz,''olabilir ya'' derseniz yandığınızın resmidir:)
3)Bu isteğiniz gerçekleşmiş olsaydı nasıl olurdu?Bu aşama salt olarak hayal etme değil hissetme aşamasıdır.Yani işin içine duygularımızı taşıyacağız.Atanmak istediğiniz kurumda çalışırken görün kendinizi,maaşınızı çekerken görün.Bu tip güzel görüntüleri çoğaltın zihninizde ve bu görüntüleri izlerken duygularınızı da devreye koyun.Ne hissederdiniz...?O kurumda çalışırken,aysonu maaşınızı çekerken,Kpss'ye hazırlananlara taktik verirken,kurumu onlara tanıtırken ....Örnekleri çoğaltabilirsiniz.Bu aşama çok önemlidir.O duyguları ne kadar yoğun hissederseniz,istediğiniz şeyi elde etme şansınız o kadar artar.
4)Son aşama ise rahatlık aşamasıdır.Akışına bırakmak...Burda kastedilen nasılsa kazanacağım diyerek yangelip yatmak değildir.Akışına bırakmak herşeyi yaptıktan sonra gerisini Allaha havale etmektir aslında.Kitapta böyle geçmemesine rağmen aslında söylenmek istenen budur.Bizdeki karşılığı ise tevekkül...Yalnız burda dikkat etmemiz gereken birşey var.4. aşama sınava kadar sürecek bir aşamadır.Hatta sınava kadar değil hedefinize ulaşana kadar.Bu aşamada önemli bir noktada,sebepsiz yere içinizden birşeyi yapma isteğini kuvvetli bir şekilde duyarsanız bu isteğe kulak verin.Alakasız birşey olabilir,adını koyamadığınız birşey olabilir ama bilinki aniden beliren böyle bir istek muhtemelen sizi hedefinize ulaştırmada bir aşamadır.Neler olabilir bunlar,mesela aniden içinizden bayadır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı aramak geçer,yeni girdiğiniz bir ortamda aniden ordaki biriyle tanışma isteği geçebilir,her zaman gittiğiniz bir yolda istikametinizi değiştirmek için içinizden birşey geçebilir.Gördüğünüz gibi alakasız şeyler aslında ama sadece görüntüde alakasız.Belkide arayacağınız arkadaşınızın vereceği bir tüyoyla hedefinize ulaşacaksınız,belkide yeni tanıştığınız o insanın bir sözüyle olacak bu ya da istikametinizi değiştirdiğiniz yolda farklı bir olay yaşayacaksınız,elinize bir materyal geçecek ve ordan soru çıkacak.Kimbilir...Bilemeyizde zaten.Mesele bunu yapmakla,içimizden gelen sese kulak vermekle ne yaşayıcağımızı önceden bilmek değil,o sesin peşinden gitmek.Eğer ilk 3 aşamayı güzelce yaptıysanız hiç merak etmeyin içinizde beliren o alakasız isteği yaparsanız sizi hedefinize götürecektir.
Peki neden böyle oluyor?Çünkü hayatın kurgusunu biz kurmuyoruz.Pekte önem vermiyoruz aslında.Yaptığımız en büyük hata ise kurguyu biz kuruyormuşçasına yaşamak.Olaylara takılmak,kişilere takılmak,şikayet etmek vs.Tüm bunlar varolan güce karşı savaşmaktır ve sonucu mağlubiyettir.Halbuki o gücü kabullensek ve kendimizi hayatın kurgusuna bilinçli bir şekilde bırakabilsek olaylar öyle bir gelişecekki küçük dilinizi bile yutabilirsiniz.
Yakın bir arkadaşım askerdeyken yaşadıklarını paylaşayım sizlerle.Acemiliği bitip dağıtımı yapıldığında düştüğü yer maalesef zor bir yerdi.Orda bir haftası dolduğunda şöyle bir söylenti yayılmış.Filan yerdeki lojmanlara burdan bir kaç asker nakledilecek.Olay aslında söylenti yani kesin bir bilgi değil.Gerçekleşse bile kesin olan birşey vardı ki diyor arkadaşım;o da nakledilecek kişi sayısının çok az olması.
Bu arkadaşla çekim yasasının üstüne bayağı bir eğilmiştik askere gitmesinden önce.Bu söylentiyi duyar duymaz,bunun bir söylenti olmasına aldırmadan çekim yasasını uygulamaya başlamış.Özellikle 3.aşamayı çok kuvvetli bir şekilde yapmış.Öyleki diyor lojmanın çimlerinin kokusunu duydum,parkında oynayan çocuklarını seslerini dinledim.Hayalimde,lojmanın her yerinde dolaştım.Kantinine girdim,çay içtim,gece nöbetimi tuttum.Akışına bırakma aşamasında ise müthiş bir rahatlığım vardı.Adım soyadım ne ise lojmanlarada benim gönderileceğimi öyle biliyordum.Ne panik ne telaş,ne şikayet ne birşey.
Sonucu tahmin etmişsinizdir.İlk seçilen bizim arkadaş oldu ve çok rahat bir askerlik dönemi geçirdi.Hatta orda onunla aynı frekansta biriyle çok samimi bir arkadaşlıkları oldu.Çekim yasasında ikiside ustalaştılar.Dahasıda var,sivildede devam etti ve çok güzel bir iş yakaladı.Şu an çalışıyor ve daha güzel şeylerin olacağına dairde kuvvetli bir inancı var.Muhtemelen o da olacak.Gidişat onu gösteriyor:)
22 Haziran 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.